Kırsal Bölgelerde Hantavirüs Riski Artıyor: Fare Teması Hayati Tehlike Oluşturabilir


Uzmanlar, özellikle kırsal alanlarda yaşayan bireylerin hantavirüs tehlikesine karşı dikkatli olması gerektiği konusunda uyarıyor. Fare ve kemirgen dışkısıyla bulaşan bu virüs, ciddi solunum sorunlarına ve hatta ölüme yol açabilecek bir enfeksiyona neden olabiliyor. Erken önlem almak hastalığın yayılmasını engelleyebilir.


Hantavirüs Nedir ve Nasıl Bulaşır?

Hantavirüs, başlıca kemirgenler (özellikle fareler) yoluyla insanlara bulaşan ve nadir görülmesine rağmen ciddi sonuçlar doğurabilen bir virüstür. Enfeksiyon genellikle fare idrarı, dışkısı veya tükürüğü ile temas etmiş toz parçacıklarının solunması yoluyla vücuda girer.

Virüsün bulaşma yolları arasında:

  • Kemirgenlerin yaşadığı kapalı alanların temizliği sırasında virüslü tozun solunması
  • Kontamine yüzeylerle temas
  • Nadiren kemirgen ısırıkları

bulunmaktadır. İnsandan insana bulaşma riski çok düşüktür ancak bazı türlerinde (özellikle Güney Amerika’da görülen Andes virüsü) sınırlı şekilde bu mümkündür.


Kırsal Bölgeler Neden Daha Riskli?

Kırsal bölgelerde yaşayan insanlar, evlerinin çevresinde veya içinde fare gibi kemirgenlere daha fazla maruz kalabiliyor. Ahırlar, samanlıklar, kullanılmayan yapıların alt kısımları gibi alanlar hantavirüs taşıyan kemirgenlerin barınma alanı haline gelebiliyor.

Özellikle şu durumlar riski artırıyor:

  • Gıda ürünlerinin açıkta ve kontrolsüz şekilde saklanması
  • Fare dışkısı veya idrarıyla kirlenmiş yüzeylerin kuru temizlikle silinmesi
  • Nemli, havalandırılmayan ve izole edilmemiş kapalı alanlar
  • Kemirgen kontrolünün yetersiz yapıldığı yerleşimler

Tarım ve hayvancılıkla uğraşan kesim, hantavirüsle temas açısından en savunmasız gruplar arasında yer alıyor.


Hantavirüs Belirtileri Nelerdir?

Hantavirüs enfeksiyonu, genellikle belirtiler ortaya çıkmadan önce 1-5 hafta arasında bir kuluçka süreci geçirir. Belirtiler ilk başta grip benzeri olsa da, zamanla ciddi solunum problemlerine dönüşebilir.

Erken belirtiler:

  • Ateş ve titreme
  • Halsizlik ve baş ağrısı
  • Kas ağrıları (özellikle sırt, kalça ve bacaklarda)
  • Mide bulantısı, kusma, karın ağrısı

İleri belirtiler (özellikle Hantavirüs Pulmoner Sendromu – HPS):

  • Solunum sıkıntısı ve nefes darlığı
  • Hızlı kalp atımı
  • Düşük tansiyon
  • Akciğerde sıvı birikmesi

Bu tür şikayetlerin hızla kötüleştiği durumlarda hastanın derhal sağlık kuruluşuna başvurması hayati önem taşır.


Önlemlerle Risk Azaltılabilir

Sağlık otoriteleri, hantavirüs bulaşma riskini azaltmak için şu önlemleri öneriyor:

  • Kapalı alanların temizliği öncesi mutlaka havalandırılması
  • Temizlik sırasında maske ve eldiven kullanılması
  • Fare dışkısı, idrarı veya yuva materyallerinin kuru değil, ıslak temizlenmesi
  • Gıda maddelerinin hava geçirmez kaplarda saklanması
  • Kemirgen girişlerini engelleyecek yapısal önlemler alınması
  • Evcil hayvanların kemirgenlerle temasının engellenmesi

Ayrıca, sık kullanılan eşyaların üzerinde fare izine rastlanması durumunda doğrudan temas edilmeden temizlik yapılmalı, gerekiyorsa profesyonel haşere kontrol ekiplerinden destek alınmalıdır.


Uzman Görüşü: “İlk Müdahale Zaman Kaybetmeden Yapılmalı”

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Cemile Aydın, konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

“Hantavirüs, nadir görülse de öldürücülüğü yüksek bir virüstür. Özellikle kırsalda yaşayanların bilinçlenmesi ve hijyen koşullarını güçlendirmesi büyük önem taşır. Solunum sıkıntısı başlamadan önce tanı koymak ve izole tedavi başlatmak mümkündür.”


Türkiye’de Hantavirüs Görülüyor mu?

Ülkemizde hantavirüs vakaları ender de olsa Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinde zaman zaman kaydedilmiştir. 2020 yılında Zonguldak ve Bartın çevresinde bildirilen bazı vakalar, virüsün kırsal alanda potansiyel tehdit olabileceğini ortaya koymuştur. Bu nedenle ilgili bölgelerde sağlık kuruluşları tarafından erken tanı-tarama çalışmaları teşvik edilmektedir.

Hantavirüs vakaları nadir olsa da bilinçli davranış, doğru hijyen uygulamaları ve çevresel kontrol ile bu riskin minimuma indirilebileceği uzmanlar tarafından vurgulanıyor. Kırsalda yaşayan bireylerin hem bireysel hem de toplumsal sağlık için bu önlemleri dikkate alması hayati önem taşıyor.

Back To Top