Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), COVID-19 pandemisinden çıkarılan derslerle hazırladığı yeni “pandemi anlaşması” taslağıyla, ülkeler arasında dayanışmayı güçlendirmeyi ve gelecekteki küresel sağlık krizlerine karşı daha hızlı, şeffaf ve eşgüdümlü bir müdahale mekanizması kurmayı hedefliyor.
DSÖ’den Küresel Sağlık Güvenliği İçin Yeni Adım
DSÖ öncülüğünde hazırlanan ve üye ülkelerin müzakere sürecine dâhil olduğu “pandemi anlaşması”, dünya genelinde sağlık sistemlerini etkileyen bulaşıcı hastalık salgınlarıyla mücadelede daha etkin bir iş birliği öngörüyor. Anlaşma ile COVID-19 gibi küresel salgınlarda yaşanan:
- Geç müdahale,
- Aşı ve tedaviye erişim adaletsizlikleri,
- Bilgi paylaşımı eksiklikleri,
- Ulusal çıkarlar nedeniyle oluşan tedarik zinciri problemleri
gibi sorunların tekrar etmemesi amaçlanıyor.
Anlaşmanın Temel Maddeleri Neleri Kapsıyor?
Henüz nihai şekli verilmemiş olan pandemi anlaşmasının öne çıkan bazı başlıkları şu şekilde:
- Hızlı uyarı ve bildirim sistemleri: Salgın riski taşıyan yeni virüslerin tespit edildiği an tüm ülkelere bildirilmesi zorunlu hâle getirilecek.
- Tıbbi ürünlere adil erişim: Aşı, ilaç ve tıbbi ekipmanlara erişimde düşük gelirli ülkelerin önceliği korunacak.
- Teknoloji transferi ve yerel üretim teşviki: Salgın dönemlerinde patent haklarının askıya alınarak yerel üretimin önü açılacak.
- Şeffaflık ve bilgi paylaşımı: Tüm bilimsel veriler, gelişmeler ve müdahale yöntemleri gerçek zamanlı olarak tüm taraflarla paylaşılacak.
- Finansal ve lojistik destek mekanizması: Afetlere hazırlıksız ülkeler için bir uluslararası salgın dayanışma fonu kurulacak.
- Sahte bilgiyle mücadele: Yanıltıcı sağlık bilgilerine karşı ortak dijital mücadele planı uygulanacak.
COVID-19 Pandemisi Anlaşmaya İlham Verdi
Anlaşmanın temelleri, 2020–2022 arasında yaşanan COVID-19 pandemisi sürecinde gözlemlenen yapısal zayıflıklar üzerine atıldı. O dönem:
- Aşıların bazı ülkelere geç ulaşması,
- Bilgi akışının gecikmesi,
- Kişisel koruyucu ekipmanların stoklanması,
- Uluslararası sağlık kurallarının ihlali
gibi durumlar, yeni ve daha bağlayıcı bir küresel iş birliği ihtiyacını gündeme getirdi. DSÖ yetkilileri, pandemilerin sadece sağlık sorunu değil, aynı zamanda bir güvenlik ve kalkınma sorunu olduğunu vurguluyor.
Eleştiriler ve Endişeler: “Egemenlik Sınırlarını Zorluyor mu?”
Anlaşmaya yönelik bazı çevrelerden eleştiriler de gelmiş durumda. Özellikle bazı devletler, ulusal sağlık politikalarının DSÖ gibi uluslararası bir otorite tarafından yönlendirilmesinin egemenlik alanlarına müdahale olabileceğini savunuyor. Ancak DSÖ, anlaşmanın “dayatma değil, dayanışma” temelli olduğunu belirtiyor.
Anlaşmada ülkelerin kendi sağlık sistemlerini koruma ve uygulamada esnek davranma hakkı da saklı tutuluyor.
Türkiye Anlaşma Sürecine Nasıl Yaklaşıyor?
Türkiye, DSÖ’nün pandemi anlaşması hazırlıklarına teknik düzeyde katkı sağlayan ülkeler arasında yer alıyor. Sağlık Bakanlığı temsilcileri, özellikle aşı üretim kapasitesinin artırılması ve yerli teknolojilerin teşvik edilmesi konularına vurgu yaparak anlaşmanın daha adil ve erişilebilir sağlık sistemleri oluşturma yönünde önemli bir fırsat sunduğunu dile getiriyor.
Ayrıca Türkiye’nin 2023 itibarıyla açtığı yerli aşı üretim tesisleri, anlaşmanın “yerelleştirilmiş üretim” maddesiyle uyumlu bir örnek teşkil ediyor.
Sırada Ne Var? Anlaşmanın Kabul Süreci ve Beklentiler
DSÖ, anlaşma taslağını 2024 yılı sonunda yapılacak Dünya Sağlık Asamblesi‘nde oylamaya sunmayı planlıyor. Üye ülkelerin büyük çoğunluğunun onayıyla yürürlüğe girmesi beklenen anlaşma, onaylanması hâlinde tüm üye ülkeler için bağlayıcı bir çerçeve belgesi niteliği taşıyacak.
Hazırlık sürecinde paydaş görüşlerinin toplanmaya devam ettiği, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve akademik çevrelerin de anlaşmanın şekillenmesinde söz sahibi olacağı ifade ediliyor.
Dilersen bu içerik tarzında “küresel sağlık politikaları”, “DSÖ kararları ve etkileri” veya “Türkiye’nin uluslararası sağlık iş birlikleri” konularında da detaylı içerikler hazırlayabilirim. Yeni bir başlık ister misin?